Bunun ötesinde seyahat etmeyi, motosikletle dolaşmayı, dans
etmeyi, voleybol oynamayı, müzik dinlemeyi, duygularını nazım ve nesir şeklinde
kaleme almayı, resim yapmayı, dikiş dikmeyi, bahçeyle uğraşmayı, araştırmayı,
denizi, rüzgarı, yağmuru ve özellikle de özgürlüğü çok seven bu çocuk ruhlu
kedinin merak etmediği hiç bir şey yok gibidir...Zira yaşamla ilgili
her şey,
yaşamın oluşumu ve gelişimi için gerekli olduğundan ötürü vardır ve bunları
tanımaya çalışmak yaşamı anlayabilmek için kaçınılmaz olduğu kadar, zevklidir
de..İnsan özüyle uyum içerisinde olduğu müddetçe yaşamdan zevk alır, diye
düşünür...Yaşamayı ve doğayı çok sevdiği içindir ki, bu yaşına rağmen
oldukça dinamik ve enerji doludur...Bir de şu sigara alışkanlığından
vazgeçebilse..."Ama itiraf etmeliyim ki, tüm zararlarına rağmen sigara içmekten
tarifsiz bir haz duyuyorum, bu da benim zayıf noktalarımdan bir tanesi işte"
diyerek gülümser. Hatalarıyla, kusurlarıyla ve tüm olumsuzluklarıyla insanın
kendisini olduğu gibi kabul etmesinin ve sevmesinin gerekliliğine inanır ve ancak bu
şekilde değişimin mümkün olabileceğini söyler...Ve devam eder: "Açan güle
bir bak, onu neden seversin? Koşup oynayan bir kedi yavrusunu annesinin yaladığını
görünce, neler hissedersin? Baharda kızıla bürünmüş bir gelincik tarlası içini
neden böyle ısıtır? Küçük bir bebeğin ağlaması yüreğini neden böyle
sızlatır? Çiçek açmış bir badem ağacı içini neden yaşama sevinciyle doldurur?
Sıcak bir yudum kahvedeki lezzetten neden vazgeçemezsin? Yemekten sonra
yaktığın sigarandan ciğerlerine dolan ilk nefes neden böyle huzur verir?
İçtiğin bir bardak soğuk su neden böyle ferahlatır? Sabah dalından koparıp
yediğin kirazın tadı neden hala damaklarındadır?" Ve birden dudaklarında
bir tebessümle gözleri dolar, sesi titrer ve yutkunarak uzaklara dalıp gider...
Her insanın kendi başına bir dünya
olduğunu bildiği için, o da kendini kendi dünyasında bulmaya çalışıyor
işte...Bakalım bu uğraş onu nerelere götürecek...
**************************
Bazen bir anın dahi sayfalarca
anlatılabildiğini düşünürsek, yaşanılanların ve bu uzun senelerin bir
sayfaya sığdırılamayacağını çok iyi anlayabiliriz. Bir canlı, ve özelliklede bir
insan, öylesine bir deryadır ki, onu birkaç sözcüğe sığdırmaya çalışmak o
dünyaya kapımızı kapatmış olmamız anlamına gelir...yaşayan bir varlık, sürekli
değişim halindedir..Dünkü benin bugünkü ben olması mümkün müdür?..Bırakın
dünü bir saniye önceki benle, bir saniye sonraki ben bile öylesine farklıdır
ki...Beraber yaşadığımız ve tanıdığımızı sandığımız insanları ne kadar
tanırız dersiniz? ya kendimizi, kendimizi tanıdığımızı söyleyebilir miyiz? Ben
söyleyemem...Ama bu sorun değil zaten...Güzel olan, heyecan uyandıran ve her yeni
güne büyük bir merak ve sevinçle başlamama neden olan şey, o günkü beni ve içinde
bulunduğum evreni yaşayabilecek olmamdan kaynaklanır...
Yaşama sevinciniz, her ne olursa olsun,
yüreklerinizden asla silinmesin...Yaşamayı bildiğimiz oranda ölmeyi de bileceğimizi
unutmamalıyız...Ölüm, yaşadığımız sürece bize yaşamın değerini hissettirmesi
açısından gerekli ve yerinde bir değişimdir aslında...Yaşamı sevmek, ölümü
sevmek gibidir...Sevgi ise, her şeyi içerir....Var olan, özünüzde saklı sevgiyi
yaşayabilmeniz ve yaşatabilmeniz dileğiyle....
**************************
Bu web sayfası benim ilk
bebeğim...Daha yeni doğdu...Ama cesurca büyüyecek ve emin adımlarla yoluna devam
edecek...Onun oluşumunda bana yardımı dokunan herkese en içten sevgilerimi göndererek
teşekkür etmek istiyorum..Bu yardımlar sözlü olduğu kadar yazılımlarla da
gerçekleşti zira. Özellikle 'Braveheart'ın yanı sıra, örneğin buradaki
Java
yazılımları, Bravenet'in sunduğu "Webmaster'ler" için bilgiler, Dynamic
Drive'ın imleç süsleri, ve daha bir sürü siteden edindiğim bilgiler, küçük
hareketli resimler vs. vs...Bunların hepsi ücretsiz sunulan hizmetler ve böyle bir
anlayışın altında da temelde yine sevgi yatmakta bence...Ey insanlar, iyi ki
varsınız!
|